Atatürk büyük bir başkan, büyük bir asker olmasının yanı sıra insan ve hayvan sevgisini yüreğinde barındıran bir insandı. Yıllarca savaş meydanlarında katılaşmayan o yüreği ortamızdan ayrılana kadar de o denli kaldı…
Atatürk Ankara’daki Çankaya Caddesi’nden makam aracıyla geçiyordu. O tarihlerde yollar ağır olmadığı üzere öbür araçlar bulunmuyor, yollar geniş değildi.
Köşk’e dönülüyordu. Bir orta boynunda tasması olan sempatik bir av köpeği birden Atatürk’ün makam aracının önüne fırladı.
Şoförün ani fren yapması köpeğe çarpmasına mani olamadı.
Çamurluklardan biri köpeğe çarparak yan tarafa fırlattı.
Köpek ölmedi, yerde kıvranıyordu.
Atatürk olanları görünce bir an elini yüzüne kapadı. Daha sonra yanındakilere buyruk verdi, “Hayvanı çabucak baytara gösterip muayene ve gerekirse tedavi ettirin, bana durumu bildirin” dedi.
Köpek çabucak bir baytara götürüldü, tedavisi yaptırıldı, muayene sonucu köpeğin yarasının hafif olduğu fakat bir gözünün kör olduğu için uygun görmediği anlaşıldı.
Durum Atatürk’e bildirilince çok memnun oldu.
Kaynak: Akşam Gazetesi, 10 Kasım 1968. Bahri S. Noyan’ın anısı.