Editör: Oğuz OK
CHP’li Aykut Erdoğdu, AKP’nin devleti ne hale getirdiğini satır satır paylaştı. CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu‘nun talimatıyla devletin hasar tespit raporunu çıkaran Erdoğdu, genel vaziyeti hususlar halinde anlattı.
Erdoğdu, “Bundan bir ay evvel genel liderimiz Kemal Beyefendi beni çağırdı. ‘Seçimi kazanmamız halinde neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Ankara’ya geç ve bütün kurumlardan uzmanları çağır. Bir heyet kur ve devletimizin durumunu, birinci ve çabuk işleri ve hasar tespitini çıkar.’ diye talimat verdi. Ankara’da üç hafta süren çalışmalarımız sonucunda vahim bir tabloyla karşılaştık. Olağanda bu çalışmanın sonuçlarını muhakkak paylaşmayacaktık. Zira sonuçlar ürkütücüydü. Elden geldiğince sessiz sedasız halletmeye çalışacaktık. Lakin geldiğimiz basamakta yaptığımız çalışmanın birtakım sonuçlarını paylaşmak zorunda hissediyorum.” dedi.
“BU YAZDIKLARIMIN YARATTIĞI TEHLİKENİN FARKINDAYIM”
Çalışmanın tamamnını devletin ve milletin bekası için paylaşmayacağının altını çizen Erdoğdu, şöyle devam etti:
“Bu çalışmamızın birçoklarını açık kaynaklarla yaptık. Bu yazdıklarımın değerinin ve benim ve çalışma arkadaşlarım adıma yarattığı tehlikenin farkındayım. Yalnızca şunu hatırlatayım bizim genlerimizde Kuvay-i Ulusala var. Ve biz bu ruhla gurur duyuyoruz. Bedel ödemek istemeyiz. Lakin ödenecek bir bedel varsa da korkup kaçmayız.”
15 TEMMUZ SONRASI: “DEVLETİN EN MAHREM BİLGİLERİ TARİKATLARIN ELİNDE”
İktidarın 15 Temmuz sonrası FETÖ’den boşalan koltukları dolduracak nitelikli takımları olmadığı için milliyetçi ve Atatürkçü takımlarla çalışmak zorunda kaldığını tabir eden Erdoğdu, “Bu takımlara asla güvenmedikleri için her bir kuruma aileden gördükleri tarikat ve cemaatlerden işçi yerleştirmişler. Mahrem işlerini yerleştirdikleri bu işçi eliyle yürütüyorlar. Bu işçi birebir vakitte hiç güvenmedikleri lakin çalışmaya mecbur oldukları milliyetçi ve Atatürkçü işçisi daima izliyor.” dedi.
Devletin en mahrem bilgilerinin kelam konusu tarikatların elinde olduğunu belirten Erdoğdu, “En güçlü grup HAKYOLCULAR. Devlet adamlarını en çok rahatsız edense atanan ‘küçük prensler.” tabirlerini kullandı.
MİLLİ GÜVENLİK: “DEVLETİN DÜŞÜRÜLDÜĞÜ DURUMDAN ÇOK RAHATSIZLAR”
Milli güvenlik konusunda yapılan çalışmanın bütün sonuçlarını paylaşamayacağını kaydeden CHP’li isim, “Şu kadarını söyleyeyim. Genelkurmay Başkanlığımız, MİT Başkanlığımız ve Emniyet Genel Müdürlüğümüz’de her kademede el üstünde tutmamız gereken kahramanlar var. Bu kahramanlar siyasi baskılara direnerek ellerinden geldiğince misyonlarını yapmaya çalışıyorlar. Aslında devletin güvenliğini bu takımlar sağlıyor. Devletin düşürüldüğü durumdan çok rahatsızlar. Her fırsatta bu durumu en üst makamlara iletiyorlar.” dedi.
Polis ve askerin soruşturma baskısı altında olduğunu söz eden Erdoğdu, “Maalesef işçi ortasında ailevi problemler, geçim derdi, borçluluk, ruhsal meseleler ve intiharlar çok yaygın. Ulusal güvenliğimizi yakın tehdit altına sokan riskler var. Bu riskleri azaltacak diplomasi zayıf kalıyor. Bilhassa ekonomimizin güzelce güçsüz düşmesini ve devletimizin daha da çürümesini bekleyen odaklar var. En zayıf anımızda en olmaz taleplerle karşımıza çıkacaklar. Durumun farkındayız ve daima takipçisi olacağız. Bu bahiste son kelam bizim Mehmetçiğimizin kanını satın alacak para daha basılmadı. Biz vekalet savaşlarının lejyoneri olacak millet değiliz.” dedi.
MALİYE: “MASAK KÖR EDİLDİ”
Erdoğdu, maliye başlığı altında ise şu bilgileri verdi:
“Maliye tarafında çok fazla sorun yok. Vergi toplanma konusunda alt yapı kurulmuş. Fakat vergi ödemeyen imtiyazlı şirketler var. Bunlara göz yumulması, vergi inceleme raporları sonuçlarının uygulanmaması, uzlaşma komitelerinde kimi kümelerin vergilerinin silinmesi konusunda teknokratlarda büyük rahatsızlık var. MASAK tamamı ile kör edilmiş. Uzmanlar çalıştırılmıyor. MASAK’ın izleme yetkisi yalnızca siyasi işler için kullanıyor.”
HAZİNE: “TABLO ÇOK AĞIR”
Hazine’de tablonun çok ağır olduğunu söyleyen Erdoğdu, şu sözleri kullandı:
“Kadrolar tarumar edilmiş. Bakan Yardımcıları işleri birkaç devşirme danışman ile götürüyor. Teknik takımlar işlere karıştırılmıyor. Hazine’de gelir istikametinden sorun yok vergi gelirleri çok yeterli. Lakin masraflarda, borçlarda ve şartlı yükümlülüklerde fecî bir artış var. Seçim münasebetiyle Hazine boşaltılmış. Yıllık bütçede öngörülen açığın neredeyse tamamı harcanmış. Yalnızca BOTAŞ’ın birikmiş vazife ziyanı 300 milyar liranın üzerinde. EYT’den gelecek yük yaklaşık 200 milyar. KKM pimi çekilmiş el bombası üzere bekliyor. Sarsıntı için en az 600 milyar lira ek kaynağa gereksinimimiz var. Gelirlerin birden fazla garanti ödemelerine gidiyor.
Hazinenin nakit parası var üzere görünüyor. Lakin bu mevduat kamu bankalarından çekilemiyor. Zira kamu bankaları kara deliğe dönmüş. Hazine parayı çekse faizler zıplıyor. Kamu bankaları ile ilgili ayrıntıları yazamıyorum. Şu kadarını söyleyeyim. Kurda yahut faizde bir hareket olursa (ki olmak zorunda) yandık. Hem de ne yandık. Mevcut bütçe ile Eylül başını görmemiz mümkün değil. En az 1,5 trilyon liralık ek bütçe gerekiyor. Hepiniz ek vergilere hazırlıklı olun. Özel bankalar kendilerini KGF ve KKM ile bir ölçü garanti altına almışlar. Lakin yaşanacak bir kur yahut faiz şoku hazinenin kapısına birkaç tane kurtarılacak banka bırakabilir. Bankalarla ilgili son kelamım takipteki kredi sayısının gerçek olmadığı. Bundan daha fazlasını söylememe Bankalar Kanunu pürüz teşkil ediyor.”
MERKEZ BANKASI: “TEKNİK OLARAK İFLAS ETTİ”
En ağır tablonun Merkez Bankası’nda olduğunu belirten Erdoğdu, döviz rezervlerinin -70 milyar dolara kadar indiğini, bu ölçünün 100 milyar doların üzerinde Kur Muhafazalı Mevduat (KKM) olmasına karşın bu sayıya ulaştığını kaydetti.
Türkiye’de ithalat için dahi dövizin kalmadığını belirten Aykut Erdoğdu, “Dış ticaret açığımız tarihin en yüksek düzeyinde bir yıl içinde 200 milyar dolar finansman bulmak zorundayız. CDS tarihin en yüksek düzeyinde. Yani tefeci faiziyle borçlanıyoruz. Buna karşın döviz bulamıyoruz. Şu an döviz satışı ve altın ithalatı fiilen durmuş durumda. Zira döviz yok. Merkez Bankası teknik olarak iflas etmiş imajı veriyor. Her an dış borç ödeme krizine girebiliriz.” dedi.
“KRİZ DEĞİL İFLAS…”
Erdoğdu devamında ise şu satırları kullandı:
“Devletin kalanı ile ilgili bir şey yazmaya gerek görmüyorum. Devletimizin kolonları çürütülmüş. Sütunları kesilmiş. 6-9 ay içerisinde yaşanacak sarsıntı ile ekonomimiz yıkılacak. Erdoğan ve grubu Milletimizi bu enkazın altında bırakacak. Sarsıntı ne kadar şiddetli yıkım ne kadar büyük olursa baskı ve yıldırma o kadar yüksek olacak. Lakin aç bir Milleti hiçbir güç bastıramaz. Bu yüzden Erdoğan kazansa dahi 5 yıl ülkeyi taşıyamayacak ve erken seçim yapılacak.”
“KURTULUŞ VAR LAKİN BEDELİ AĞIR”
Erdoğdu “Nasıl kurtuluruz?” sorusuna ise şu cevabı verdi:
“Sözü eğip bükmeden söyleyeyim. Kurtuluşun bedeli var ve bu bedeli daima birlikte ödeyeceğiz. Sorun kimin ne kadar bedel ödeyeceği. Bu periyot çalıp çırpanlar mı bu bedeli ödeyecek yoksa fakirlikten kırılan Milletimiz mi? Artık anlıyor musunuz neden 418 milyar doların peşine düştüğümüzü. Zira öbür dermanımız yoktu. Pekala bu para tahsil edilebilir mi? Çok güç. Ancak elimizden geleni yapacağız. Ne kadar kurtarabilirsek.”
“MEHMET ŞİMŞEK BU YÜZDEN MİSYONU KABUL ETMİYOR”
İktidara geldikleri takdirde mevcut ek vergi alacaklarını belirten Erdoğdu, “Azdan az, çoktan çok vergi alacağız. Yoksa milyonlarca depremzede kışa evsiz barksız girecek. Bunu göze alamayız. Ayrıyeten ekmek üzere su üzere dövize muhtacız. Mecbur dışarıdan kaynak getireceğiz. Diğer yolu yok. Türkiye iktisadını hali pür melali budur. Artık anlıyor musunuz Mehmet Şimşek neden vazifesi kabul etmiyor.” tabirlerini kullandı.
“ERDOĞAN BUYURSUN KAZANSIN…”
Erdoğdu paylaşımını şu sözlerle noktaladı:
“Bütün kalbimle söylüyorum. Erdoğan içten içe Kılıçdaroğlu’na oy verip enkazı üzerine yıkmayı istiyordur. Fakat yapamıyor. Birgün dahi iktidarı devredemiyor. Sebebini siz biliyorsunuz. Bu şartlar altında ikinci cinse gidiyoruz. Biz bedelini bile bile bu seçimi kazanmak için çırpınıyoruz. Ateşe uçan kelebekler üzere… Karar Aziz Türk Milletinin…”
