Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Sakarya’nın Sapanca ilçesinde ‘Tek dünya, ortak gelecek’ temasıyla düzenlenen ‘Uludağ İktisat Tepesi’ne katıldı.
Açılış konuşmasında Bakan Nebati, “Bir yandan globalleşmenin derinleşen tesirlerini hissederken; başka yandan da salgınla başlayıp Rusya-Ukrayna savaşıyla tepe yapan besin, güç ve tedarik krizlerinin sebep olduğu meseleleri maalesef birlikte deneyim ettik, ediyoruz. Tüm dünyayı tesiri altına alan şiddetli şartlar altında, global seviyede iş birliği, barışın tesisini son derece önemsiyor, her vakit tahlilin bir modülü olmaya devam ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın teşebbüsleriyle imzalanan Tahıl Koridoru Muahedesi, buna en hoş örneklerden biridir. Bugün, global adaletsizliklerin karşısında, ‘Dünya 5’ten büyüktür’ yaklaşımını çok net bir halde ortaya koyabilen, yanlışsız vakitte yanlışsız adımları atabilen güçlü bir liderliğe sahibiz. Bugün, yaşanan bölgesel ve global tüm krizleri fırsata çevirebilen, her alanda stratejik hareket kabiliyeti yüksek bir devlet aklına sahibiz. Bizler, kendi dinamiklerimizle uyumlu halde kendi politikalarımızı uyguluyor, kurumsal ve klâsik yapılarımızı dikkate alarak ilerlerken; milletimizin refahı için gereken tüm adımları atmaktan asla geri durmuyoruz” dedi.
“ENFLASYONU TEK HANE DÜZEYLERİNE İNDİRECEĞİZ”
Türkiye’nin kendi iktisat modeli ile yoluna devam edeceğini vurgulayan Bakan Nebati, “Her ülkenin kendi ekonomik şartlarına nazaran; farklı siyaset setlerini devreye aldığı bu süreçte bizler, yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı ‘Türkiye İktisat Modelimizi devreye aldık. Böylece krizlerin tepe yaptığı 2022 yılında dahi yüzde 5,6 büyüyen ekonomimiz, aslında bu modelin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor; sergilediği güçlü performansla G20 ve OECD ülkeleri ortasında en süratli büyüyen ekonomilerden biri olmayı başardı. Global salgının başlaması ile tüm dünyada ortaya çıkan talep istikametli enflasyon sorunu, 2022 prestijiyle güç ve besin başta olmak üzere emtia fiyatlarında yaşanan yüksek artışlar nedeniyle arz istikametli bir yapıya dönüştü. Artan enflasyon ve hayat pahalılığına karşı aldığımız önlemlerle ve global olağanlaşmanın de katkısıyla enflasyonu öngördüğümüz biçimde düşürmeye başladık. Tedrici olarak tek haneli düzeylere kalıcı bir formda inmesini sağlayacağız. Nisan ayı enflasyon sayıları açıklandığında görülüyor ki; 50’lerin epey altına inmiş olacağız” sözlerini kullandı.
“TÜRK BANKACILIK KESİMİMİZ SAĞLAM”
Türk bankacılık kesiminin de sağlam bir duruş sergilediğini anlatan Nebati, “Küresel enflasyon baskıları karşısında uygulamaya konan sıkı para siyasetlerinin, global finansın geleceği için bir tehdit ögesi olmanın yanı sıra dünya iktisadının giderek resesyona sürüklenme riskini de artırdığını bir defa daha söz etmek isterim. Gerçekten, global iktisada dair bu ikazlarımızı uzun vakitten bu yana yapmakta ne kadar haklı olduğumuz giderek daha net anlaşılıyor. Sıkı para siyasetleri nedeniyle ABD ve Avrupa’da yaşanan banka iflasları, global iktisat için tehdit oluştururken; Türk bankacılık bölümümüz, etkin kalitesi, güçlü sermaye tamponları ve süreklilik arz eden karlılığıyla sağlam bir duruş sergilemeye devam ediyor. Öte yandan yeni teknolojiler ve inovatif teşebbüslerin hem firmalarımızın hem de ülkemizin rekabet gücünü kıymetli ölçüde artıran faktörler olduğunun da farkındayız” dedi.
“YİNE BİR 60 YILLIK HAYALİ GERÇEKLEŞTİRDİK”
Nebati, nükleer santralin Avrupa’nın bütün gelişmiş ekonomilerinde olduğunu vurgulayarak, “Enerjide çeşitlendirme stratejimizi pekiştirecek ve dışa bağımlılığımızı azaltacak olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’mizde nükleer yakıt akışını dün başlattık. Tekrar bir 60 yıllık hayali dün gerçekleştirdik. 60’larda bu ülkede nükleer santral konuşuluyordu, 70’lerde nükleer santral heyetimi ile ilgili çalışmalar başlıyordu. Oysa birisini bekliyorlarmış; Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı. Nükleer santraller, Avrupa’nın bütün ülkelerinde, gelişmiş bütün ekonomilerde var. Akkuyu Nükleer Santrali, 20 milyar dolarlık bir yatırım. Şayet 60’larda, 70’lerde birilerinin kelamına kanılmamış ve bu nükleer santral gerçekleştirilmiş olsa; Türkiye’nin elektrik üretiminin yüzde 8 ile 10 arasında-somutlaştırayım- İstanbul’daki elektrik tüketiminin tamamına yakınını karşılayabilecek. Ayrıyeten Türkiye artık nükleer tesise sahip bir ülke” diye konuştu.
(Kaynak: DHA)
