İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, Avcılar’da başladığı cinsini, Küçükçekmece’de devam ettirdi. Halkalı Çarşamba Pazarı’nda vatandaşlarla ve esnafla buluşup, dertlerini dinleyen İmamoğlu, Türkiye Caferileri Başkanı Selahattin Özgündüz ile Zeynebiye Camii şantiyesinde bir ortaya geldi. Küçükçekmece Belediye Lideri Kemal Çebi’nin eşlik ettiği İmamoğlu’nun ilçedeki son durağı, Fevzi Çakmak Meydanı’ndaki halk buluşması oldu. Meydanı dolduran Küçükçekmeceliler, İmamoğlu ve Çebi’ye sevgi şovlarında bulundu.
İŞ DÜNYASINA SESLENDİ
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, Küçükçekmece Fevzi Çakmak Meydanı’nda yaptığı konuşmada, “İşsizliği, yoksulluğu dayanılmaz hale getirdiler. Buradan bilhassa iş dünyasına seslenmek istiyorum. Bakınız; sakın ha başınızı kuma sokmayın. Ey iş dünyası; pazartesi günü itibariyle bu iktidar değişmezse çöküş olur. Bu çöküşün bedelleri ağır olur. Hasebiyle, ekonomiyi yokuşa süren, berbat yöneten bunlar, bir an evvel gitmeli. Ve liyakatli, ahlaklı, âlâ yetişmiş beşerler Türkiye’yi yönetmeli. Ekonomiyi düze çıkartmalı. Bu zihniyetten daima birlikte kurtulmalıyız. İktisadını batıran ülke, dışarı bağlı, yabancıya mahkum ülke demektir. Onun için biz, sizden yetki istiyoruz” dedi.
İmamoğlu, çoğunluğu gençlerden oluşan vatandaşlara şunları söyledi:
“HERKES BURADA, HER SİYASİ GÖRÜŞ VAR, DAYANIŞMA VAR”
“Buradaki görüntüyü söyleyeyim. Harika bir gençlik var. Toplumun önüne şayet gençler geçmiş, kararlı bir biçimde yol yürüyorsa, o iş er ya da geç olacak demektir. Çok hoş bir gençlik var burada. Bir kez buradan harika hoş görünüyorsunuz. Süper hoş çocuklarımız var. Onlar bize eşlik ediyorlar. Senin o hoş kalp yapan ellerini ısırırım dünya hoşu. Çok hoş çocuklarımız var. Harika genç kızlarımız, süper güzel delikanlılarımız, hanımefendiler, beyefendiler… Bu görünümün en hoş tarafı da şu: Herkes burada. Burada emin olun her siyasi görüş var. Dayanışma var. Her hayat biçimi var. Giysi, kuşam.. Bu var ya; biziz, biz. Bu Türkiye. Bu Anadolu. Bu İstanbul. Bu, Atatürk’ün Cumhuriyeti. O hissin içinde herkes var. Onun için bizi ayırmak isteyen, bizi bölmek isteyen, ‘Bize oy veren, vermeyen’ diyen, berbat davranan, iftirada bulunanların bu pazar günü konuta gitme vakti geldi. Yollayacağız onları. Kararlı olacağız. 4 gün sonra sandık başındayız. 28 Mayıs’ı ve oylarımızı neden Kemal Kılıçdaroğlu’na vereceğinizi konuşacağız.”
“O KOLTUĞU TERK ETMEMEK İÇİN HER YOL MUBAHTIR”
“İstanbul’a hizmet edelim, diye siz bize oy verdiniz. Oylarınız bize emanet. Buna ihanet etmek, vatandaşa ihanet etmek manasına gelir. Pekala tüm yöneticiler için o denli mi? Değil. Ne yazık ki onların kaygısı diğer. Bir mevkiye getirdikleriniz, 20 yıldır bu milletin kaynaklarını kullanmak üzere bir vakit geçirdiler. Lakin diyorlar ki ‘Bu bana yetmedi, yetmiyor, yetmeyecek’ diyor. Ve ‘O koltuğu terk etmemek için her yol mubahtır’ diyor. Lakin az kaldı. Kurtulacağız. 28 Mayıs’ta daima birlikte sandığa gideceğiz ve onlara ‘güle güle’ diyeceğiz. 14 Mayıs’ta birinci bildirisi verdiniz. ‘Artık daha fazla biz size dayanamıyoruz’ dediniz. 14 Mayıs’ta vatandaşımız dedi ki, ‘İktidar, seni istemiyoruz.’ Ve şayet diyorsanız ki, ‘Millet İttifakı iktidara gelsin’ -ki o denli diyorsunuz, olması gereken de bu- o vakit ne yapacağız? Birleşe birleşe kazanacağız. Ve idareye geldiğimizde, o ‘birleşe birleşe kazanacağız’ kimliğine devam edeceğiz. Ve bu hoş vatanın geleceğine, en geniş mutabakatla daima birlikte karar vereceğiz. Üstelik bunu da saklımız, gizlimiz olmadan yapacağız. Millet İttifakı ne yaptı? Her konuştuğunu bir metne dönüştürdü. Vatandaşa açıkladı. Bu Cumhur İttifakı’nın ortaklarıyla nasıl anlaştığını biliyor muyuz?”
“EKONOMİYİ BİTİRDİLER, İŞSİZLİĞİ, YOKSULLUĞU DAYANILMAZ HALE GETİRDİLER”
“Mesela ekonomiyi bitirdiler. İşsizliği, yoksulluğu dayanılmaz hale getirdiler. Buradan bilhassa iş dünyasına seslenmek istiyorum. Bakınız; sakın ha başınızı kuma sokmayın. Ey iş dünyası; pazartesi günü itibariyle bu iktidar değişmezse çöküş olur. Bu çöküşün bedelleri ağır olur. Hasebiyle, ekonomiyi yokuşa süren, makus yöneten bunlar, bir an evvel gitmeli. Ve liyakatli, ahlaklı, uygun yetişmiş beşerler Türkiye’yi yönetmeli. Ekonomiyi düze çıkartmalı. Bu zihniyetten daima birlikte kurtulmalıyız. İktisadını batıran ülke, dışarı bağlı, yabancıya mahkum ülke demektir. Onun için biz, sizden yetki istiyoruz. (‘Meclis’te Hizbullah istemiyoruz’ tezahüratları üzerine.) Bu toprakların ahlakına uymayan, bu toprakların davranış biçimine uymayan, bu cennet vatanın hoş insanlarının hayat biçimine karşıt olan hiçbir anlayış, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde barınamaz. Bundan emin olun.”
“İŞTE ALLAH KONUŞTURUR SENİ VE PALAVRANIN, İFTİRAN ORTAYA ÇIKAR”
”Bakın sevgili hemşerilerim; ne dedi? ‘Ama montaj, ancak şu, lakin bu’ dedi değil mi? Bu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en acı itirafı. Bu iftirayı yapmanın tek manası var. ‘Seçimi kazanmak için her şeyi yaparım’ manası var bunda. Her şeyi yaparlar. Lakin biz ne yapıyoruz? Allah’a sığınıyoruz. İşte Allah, konuşturur seni ve palavranın ortaya çıkar, iftiran ortaya çıkar. Mitinglerde o gösterdiği sinemanın montaj olduğunu söyledi. Ne bekleriz? Çık bir özür lisana, o denli değil mi? Özür de dilemek yok. Çık de ki ‘Kardeşim, yanlış yaptık.’ Af lisana. O denli bir şey yok. Zira seçimi kazanmak için her yol mubah bunlara. Ancak biz, bu işi ve bu çeşit davranışları sona erdireceğiz. Kalkıyor bir tane danışmanı, tweet atıyor. Neymiş efendim, ‘Kemal Kılıçdaroğlu’nun oyu, -atıyorum- Mardin’de azmış, Van’da azmış, niçin oradan yüzde 60-65 oy almış’ diyerek PKK’lı göndermesi yapıyor. Bu ayıbın, bu terbiyesizliğin daniskası. Lakin en baştaki montajı, iftirayı olağan bulursa, aşağıdakiler de ona uyar. Bütün bu davranışları, daima birlikte pazar günü çöpe atalım. Gelin, millete Saray’dan kibirle bakanlardan, bu hoş vatanı bir avuç beşere peşkeş çekenlerden daima birlikte kurtulalım. 28 Mayıs’ta kim kazanacak? Millet kazanacak. Kim kazanacak? Türkiye kazanacak. Kim kazanacak? 86 milyon insanımızın birliği, beraberliği ve kardeşliği kazanacak.”
BİZ, DÜZGÜNLÜĞÜN KAZANMASINA TALİBİZ”
“Biz, güzelliğin kazanmasına talibiz. Berbatlığın gitmesine de daima birlikte kararlıyız. Bunu anlatın. Kalan üç gün boyunca, her saatini, her vaktini bu sürece ayırıp; tatlı lisanla, güler yüzle deyin ki, ‘Eko Başkan’ın size selamı var’ deyin. ‘Sevgili Ekrem Liderimizin selamı var’ deyin. ‘Ekrem Ağabeyimizin selamı var’ deyin. Ne derseniz deyin. Bakın bunlar, sürece âlâ niyetli bakmıyorlar. Bunların İstanbul’u talan etmeye niyeti var. Bunlar, bu seçim periyodunda bir söz bile ‘Kanal İstanbul’ diyemediler. Niye? Zira, Kanal İstanbul’u millet istemiyor. Oy kaybettirir. Edemiyorlar. Sizden korkuyorlar. Onun için demiyorlar. Sizi aldatmak istiyorlar. İstanbul’u kollamak için arkadaşlarınızı ikna edin, İstanbul’u korumak için arkadaşlarınızı ikna edin. Ne diyorlar? Diyorlar ki, ‘Ekrem İmamoğlu’nun belgesi büyüdü. Biz, 28 Mayıs’tan sonra Ekrem İmamoğlu’nun belgesiyle ilgileneceğiz’ diyorlar. Ben de onlara diyorum ki ‘Yahu kardeşim, hala akıllanmadınız. Ekrem İmamoğlu milletin evladı. Millet, Ekrem’i size yedirmez, yedirmez. Bunu anlamıyorlar. Lakin siz, bütün bunlara, bütün bu kelamlara, yapılanlara ve bizim yapacaklarımızı bu ülkenin, bu kentin, insanlarımızın hoş bir geleceğe kavuşmasına kararlı bir grup olduğumuzu anlatmaya ve bu 3 günü dolu dolu geçirerek çalışmaya, daima birlikte Küçükçekmece olarak hazır mıyız?”
“SİNAN ATEŞ’İN HESABINI DOĞAL Kİ SORACAĞIZ”
İBB Lideri İmamoğlu, konuşması sırasında bir gencin “Sinan Ateş’in hesabını soracak mısınız” seslenişine “Herhalde soracağız. Soracağız natürel. Sinan Ateş’in hesabını sormaz olur muyuz? Olağan ki soracağız. Memlekete adalet gelecek, adalet” cevabını verdi.
“HER ŞEY ÇOK HOŞ OLACAK”
Konuşmasının sonunda bir defa daha Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu için dayanak isteyerek “Sevgili arkadaşlarım, artık Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanımıza, Küçükçekmece’den bir ses verelim ve onun gücü artsın. Bu yapılan kötülüklere karşı dayanma gücü artsın. Her şey çok hoş olacak. Vallahi oluyor be. Oluyor değil mi? Olağanüstüsünüz. Allah’ın müsaadesiyle yirmi sekiz Mayıs’ta ülkemize bahar gelecek” dedi.
