Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve birinci cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından dünya çocuklarına armağan edildi. Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Atatürk’ün çocuklara armağanı olan bu büyük gün dünya çocukları için büyük kıymet taşıyor.
Bu bayram, TBMM’nin açılışının birinci yılında kutlanmaya başlanan 23 Nisan Ulusal Bayramı ve 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılmasıyla, evvel 1 Kasım olarak kabul edilen, sonra 1935’te 23 Nisan Ulusal Bayramı’yla birleştirilen Hâkimiyet-i Ulusala Bayramı ile Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin 1927”de ilan ettiği ve birincisi Atatürk’ün himayesinde düzenlenen 23 Nisan Çocuk Bayramı’nın resen birleşmesiyle oluştu.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’NİN AÇILIŞI
19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basan Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’da bir Meclis’in kurulmasını istiyordu. Amasya Tamimi ile Erzurum ve Sivas kongrelerinde alınan kararlarla “ulusun egemenliğini yeniden ulusun azim ve kararlılığı sağlayacağı” fikri yerleşmiş oldu.
1919 sonbaharında yapılan seçimlerden sonra, Osmanlı Mebusan Meclisi 12 Ocak 1920’de, 168 üyesinden 162’sinin iştirakiyle toplandı. Mustafa Kemal, Erzurum mebusu seçilmişti lakin o Ankara’da kaldı. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti yanlısı milletvekillerinin çoğunlukta olduğu bu Meclis, 28 Ocak 1920”de yaptığı bâtın oturumda Misakımilli’yi kabul etti. İstanbul’un 16 Martta işgali ve Ulusal Çaba yanlılarının tutuklanmaya başlamaları üzerine milletvekilleri ve aydınlar, Ankara’ya gitmeye başladı. Mebusan Meclisi de 18 Mart’ta son kere toplanarak, Meclisin süresiz olarak tatil edilmesini kararlaştırdı.
Mustafa Kemal, 19 Mart 1920”de yayımladığı genelgeyle Ankara’da harika yetkili bir Meclisin toplanacağını duyurdu.
23 Nisan 1920’de, Hacıbayram Mescidi’nde cuma namazı kılınıp, kurbanlar kesildikten sonra birinci TBMM, İttihat ve Terakki Kulübü olarak yapılan binada açıldı. Cumhuriyet’e giden yolda büyük adımlar atılmasını sağlayacak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 23 Nisan’da açılması, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtuluş çabasının en kıymetli safhalarından birisi oldu.
ATATÜRK DİYOR Kİ
“Hiç kuşku yok, devletimizin ebedî süre yaşaması için, memleketimizin kuvvetlenmesi için, milletimizin refah ve memnunluğu için, hayatımız, namusumuz, gururumuz, geleceğimiz için ve bütün kutsal kavramlarımız ve nihayet her şeyimiz için kesinlikle en kıskanç hislerimizle, bütün uyanıklığımızla ve bütün kuvvetimizle ulusal egemenliğimizi koruma ve müdafaa edeceğiz.”
