İBB’nin ‘300 Günde 300 Proje’ maratonu kapsamında Kızıltoprak Vapuru, jilet olmaktan kurtarıldı. Restore edilen vapur bugün sefere başladı. Tarihi Beşiktaş ve Kadıköy vapur iskelelerindeki İBB Kütüphane ve Vapur Kafeler açıldı. Ortaköy Dere Islahı ve Hayat Vadisi’ projesi ile Beşiktaş Meydanı’nın imaline da başlandı. İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, tüm bu yapıtları ‘Beşiktaş Yatırımları Tanıtım Töreni’nde kamuoyuyla paylaştı.
Törende konuşan İmamoğlu, “Tüm bu hizmetleri Beşiktaş ile buluşturmak çok hoş. İstanbul’a hizmet etmek çok hoş. Bu kadim kente hizmet etmek, ibadet üzere. Allah bizi mahcup etmesin size. Her tarafıyla size layık olacağız. Beşiktaş Belediye Liderim üzere daima birlikte size layık olmak için çok çalışacağız. Kelam veriyorum. Artık ağır vakit dilimi içerisindeyiz. Birazdan buradan ayrılacağım ve ta Gaziantep’e gideceğim. Sizin Gaziantep’e selamınızı götüreceğim. İstanbul’un her yerine eşit hizmeti önemsedik ve inanın” dedi.
“ARTI 1 KAT VERDİN Mİ İSTANBUL BİR ANDA 25 MİLYON OLUR”
Meydanda bir vatandaşın açtığı “Artı bir kat istiyoruz” pankartını gören İmamoğlu, “Artı bir katı verdin mi İstanbul bir anda 25 milyon olur. Onun için az evvel aşağıda konuştuk. Geçmişte, siyasette o vaatleri verenler eksik vaatler verenler oldu, fazla vaatler verenler oldu. Ancak biz titiziz. Biz verdiğimiz her vaadi 50 kere düşünüp, 50 defa, 100 sefer çalışıp ondan sonra söylüyoruz. Zira sorumluluğumuzun şuurunda şu var, verdiğimiz kelamı kesinlikle yerine getireceğiz. Bundan hiç kuşkunuz olmasın. Daima bu ahlakla, daima bu anlayışla hareket edeceğiz” diye konuştu.
Hem İstanbul’da hem Türkiye’nin her kentinde birebir bu formda çalışıp parti ayrımı yapmaksızın hizmet vereceklerini anlatan İmamoğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“İSTANBUL’DA BAŞARDIKLARIMIZI TÜRKİYE’DE DE BAŞARACAĞIZ: Beşiktaş’tan Eyüpsultan’a, Çengelköy’den Kabataş’a her noktasında inanın çok değerli hizmetler sunduk. Bir de az evvel söylediğim semtleri, vapurlarla birbirine bağladık. Erişim, ulaşım konusunda deniz seyahatlerini inanın geçmiş periyoda oranla neredeyse iki katına çıkarttığımız destinasyonlarımız oldu. Olağan çok şey yaptık lakin yetmez diyoruz. Mesela Mahmut Beyefendi Mecidiyeköy sınırını açtık bu meydanda kazımız var. Orada tarihi bir hafriyatın sürmesinden ötürü baktık burası uzuyor. Çabucak Mecidiyeköy’ü Fulya’ya bağlayarak bir an evvel hizmet alınmasını sağladık. Bakın dün Pendik’te çiftçilerimizle buluşurken bugün burada baktığınız vakit kentin 360 derece her noktasına hangi muhtaçlığı varsa, buna ihtimamlı davranmanın da çok özel anlarını yaşıyorum. Natürel temel atmaya, yatırım yapmaya, açılışlara bu milletin hoş beşerlerine hizmete devam edeceğiz. İstanbul için yaptıklarımızın aynılarını Türkiye için yapmaya devam edeceğiz. İstanbul’da başardıklarımızı Türkiye’de de başaracağız.
300 GÜNDE 300 PROJEYİ MAYIS AYINDA TAMAMLAYACAĞIZ: Tam 4 yılda oluşturduğumuz idare modelinde şunu belirlemiştik. Vatandaşın gereksinimini gör, süratle organize ol, iş bitiricilikle açığı kapat ve vatandaşı bu kentte huzurla, memnunlukla yaşat” modeliyle işbaşına geldiklerini anımsatan İmamoğlu, “Baktık işimize ve ‘150 Günde, 150 Proje’ diye geçtiğimiz yıl temmuz ayında başlattığımız açılışlarımız ve temel atmalarımız 190’ı geçti. Çabucak ocak ayında dedik ki biz mayısa kadar ‘300 Günde 300 Proje’ amacıyla yola çıkalım. ‘300 Günde 300 Proje’yi mayıs ayının sonunda tamamlamış olacağız. Tamamlayacağız lakin yetinmeyeceğiz. Göreceksiniz 2024 martına kadar, devrimiz bitene kadar hem kalan işlerimizi bitireceğiz hem de 4 yılda bizi engelledikleri bütün bahislerle ilgili İstanbul’u ayağa kaldırıp tarihin en büyük yatırımlarını yapacağız.
HİSARÜSTÜ-AŞİYAN FİNÜKÜLERİNİN KISSASI İKTİDARIN DURUMUNUN ÖZETİ ÜZERE: İstanbul’un ulaşımın kolaylaştıracak, İstanbul’un pahalarını en üst düzeye taşıyacak yatırımları yapmaya devam edeceğiz. Rumeli Hisarı’nda bir füniküler açtık. Daha doğrusu Hisarüstü’nden Aşiyan’a inen bir füniküler açtık. Kıssasını anlatsam burada nitekim keder duyarsınız. Yani bir iş nasıl ihmal edilir? Bir iş nasıl yanlış ihaleyle verilir ve o iş ihale edildikten sonra o işi, beşerler yapamaz, yarıda bırakır lakin ondan sonra da toparlanma sürecinde ortaya koyduğumuz emek harika. O bakımdan nitekim biz yalnızca öyküsünde yaşadığımız zorlukların bile bugünün iktidarının düştüğü durumu ve o makus vakit dilimini alıp bir işi, bir hizmeti nasıl ayağa kaldırdığımızı, anlattığımızda bugünün özetini yapmış oluruz. Beşiktaş Belediye Lideri İstek Beyefendi sağ olsun hem hizmetleri anlattı benim işimi kolaylaştırdı. Bir adım ileri geçti önümüzdeki yirmi yılda yapacaklarımızı iki üç yılda bitirmek için onları da bizden istedi. Fakat olsun gücümüzün yettiği yere kadar yalnızca Beşiktaş değil İstanbul’un her ilçesine bakın her ilçesine eşit davranarak hizmetlerimize devam edeceğiz.
BİR AVUÇ İNSANI, MESKENLERİNE TIPIŞ TIPIŞ YOLLAYACAĞIZ: İstanbul’da Üsküdar o partili olabilir, Beykoz şu partili olabilir, Sarıyer, CHP’li olabilir. Artık biz Allah şahittir İBB Lideri olduğumuz andan itibaren hiç kimseyi birbirinden ayırt etmedik ve eşit hizmet ettik. Bakın benden evvelki periyot belediye başkanlığı yapan arkadaşlarım var. Ben de 5 yıl ilçe belediye başkanlığı yaptım. Bizimle görüşmeyi bile yapmadılar, bir buluşmayı bile, toplantıyı bile yapmadılar. Bu kadar partizan davranmayı ne yazık ki bu cennet vatanın, bu hoş İstanbul’un üstüne kara bulut üzere çökerttiler. Allah şahit. Yok yuhalamayın, hiç gerek yok değmez, ağzınız yorulmasın. Allah şahit şu kardeşiniz beni arayan hangi misyonlu olursa olsun seçilmiş kardeşim, başımın üstünde yeri var. Bu memleketin bürokratı başımın üstünde yeri var lakin şu an bu ülkede ne yaşanıyor biliyor musunuz? Kaymakam dehşetten, muhalefetse, bir seçilmişin yanına gidemiyor. Bir vali şayet oradaki seçilmiş muhalefet partisinden ise onu ziyarete bile gidemiyor, tek bir açılışına bile katılamıyor. Bu kadar ayrıştırdılar bu memleketi. İşte biz ne yapacağız biliyor musunuz? Ya kardeşim bu memleketin her belediye lideri bizim, bu memleketin kaymakamı bizim, bu memleketin valisi bizim, bu memleketin devlet memuru bizim. Onu ayırmaya çalışanlar zora sokanları, bir avuç insanı meskenlerine tıpış tıpış yollayacağız. İnsanını ayırt etmeyen, partizanlık yapmayan bir periyodu, bu ülkeye, bu millete kazandıracağız. Bunun da tek yolu var birleşe birleşe kazanacağız, ayrışmak yok.
PARTİZANLIK YAPAN BENİM BİR YOL ARKADAŞIM DA OLSA ONUN KARŞISINA DİKİLİP, CANINA OKURUM: Bakın bu seçimi millet ittifakı kazanacak. Hakikat içinde 6 siyasi parti var oda yanlışsız, ancak biz bu seçimde ‘Kazandık’ demeyeceğiz. Zira bu seçim 86 milyon insanın kazanacağı bir seçim. İttifak değil, millet kazanacak millet. Şu göz, şu gözler, şu kalp, şu vicdan, size kelam veriyorum, partizanlık yapan benim cam bir yol arkadaşım da olsa onun karşısına dikilip canına okurum. Partizanlık bu memleketi bölen bir histir. Partizanlık bu memleketi ayrıştıran bir histir. Evet ben partimin evladıyım. 15 yıldır partime hizmet ediyorum o farklı. Ancak ben siyaseti araç olarak görüyorum. Daha doğrusu partiler halkına, milletine hizmet etmek için araçtır, gaye değildir. Lakin bugünün iktidarı başındaki insanı kutsallaştırarak, partisini kutsallaştırarak devleti ve milleti parti devleti ve parti milleti yapmaya kalktı, buna son vereceğiz. Bu olmaz, bizim görgümüze, bizim bakışımıza alışılmamış. Buna son vereceğiz. Onun için birleşe birleşe kazanacağız. Daha hoş hizmetler vereceğiz kazanacağız.
BU 21’İNCİ YÜZYILIN TÜRKİYE’SİNİN SEÇİMİ: Sevgili gençler, bu seçim sizin geleceğinizin seçimi. Bugün sandığa oy atacak olan gençler, kendi hayatları için oy atacak. Bugün oy atacak olan ebeveynler kendi çocukları, kendi gençleri için oy atacaklar. Onların geleceğinin 20 yılı, 50 yılı 100 yılı için oy kullanacağız. Onun için bu seçim bir siyasi seçim değildir. Bu seçim partilerin yarıştığı bir seçim değildir. Bu seçim gençlerin seçimi, onların geleceğinin seçimi, bu 21’inci yüzyılın Türkiye’sinin seçimi, bu seçim Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının seçimi. Münasebetiyle sevgili hemşerilerim, bizim bu seçimde bunları düşünerek, bu seçimi parti seçimi, ferdî beka seçimi görmeyen, partiler farklı görüşlerde olsa da bir ortaya gelmiş Türkiye’nin demokrasisini güçlendiren, Cumhuriyet’i güçlendiren bir seçime gidiyorum diyen akla oy vermeli. Bu vicdanı ve bu aklı Millet İttifakı çatısı altında toparlayan, bu vicdanı kendi yüreğinde ve benliğinde hisseden ve uzlaşıyla süreç yöneten bütün takımlara bu umudu ve bu ışığı saçan saygıdeğer 13’üncü Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vereceğiz daima birlikte. Bilin ki takımımız çok güçlü.
HEM CUMHURBAŞKANI ADAYIMIZ KEMAL KILIÇDAROĞLU İÇİN HEM İTTİFAK İÇİN OY İSTEYECEKSİNİZ: İki kelam alacağım sizden. Birincisi kalan günlerde eşinizle, dostunuzla, komşunuzla, iş ortağınızla, çocuklarınızla büyüklerinizle konuşacaksınız, sohbet edeceksiniz. Onun gözünün içine bakarak, sıkıntısını evvel dinleyip anlayarak konuşacaksınız. Sonra bizim için oy isteyeceksiniz. Hem Cumhurbaşkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu için hem Millet İttifakı için oy isteyeceksiniz. Allah için hem Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu için sonuna kadar oy istenir hem de benim için de oy istenir yani. Zati istediniz iki kere. Bir daha isteyeceksiniz. Hasebiyle bu hususta hazır mıyız? İkinci kelam istiyorum. Sandıklara gideceğiz, coşa coşa. Demokrasi çabası için coşa coşa gideceğiz. Sandıklarda oy kullanacağız. Sandıklarda da vazife. Hazır mıyız? Çok hoş. O vakit işimizi toparladık üzere geliyor bana. Beşiktaşlılar son kelam, son kelama karşılık istiyorum. Sonra ben bu moralle Gaziantep’e gitmek istiyorum. Her şey çok hoş olacak.”
