Millet İttifakı’nın Balıkesir’deki programına katılan daha sonra İnegöl’e geçen İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu burada sağanak yağış altında vatandaşlara hitap etti.
İmamoğlu konuşmasında Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin “Şimdi yeni eser çıkmaya başladı ya soğan fiyatları aşağı gitmeye başladı. Ben de onlara diyorum ki, git cücüğüyle oyna biraz cücüğüyle…” kelamlarına cevap verdi.
İmamoğlu, “Devlet ne demek biliyor musunuz? Devlet, vatandaşa cücük gösteren değil, vatandaşa şefkati, adaletini, sevgisini gösterendir. Devlet, milletin buyruğundadır, devlet milletine hizmet eder. Kurumlar ve kurallar devlette olmak zorundadır bunu başaracağız.” sözlerini kullandı.
“Sizinle sabaha kadar ıslanmaya varım” diyen İmamoğlu’nun konuşması, satır başlarıyla şöyle:
“DURUMU YÖNETİM EDE EDE DENİZİ BİTİRDİK, ÜLKENİN KAYNAKLARINI YOK ETTİK”
“Bu memleketin çok hoş günlere muhtaçlığı var. Bu memleketin daima birlikte hoş günlerle kucaklaşmaya muhtaçlığı var. Güney Marmara’nın incisi hoş İnegöl’e selam olsun. Size İstanbul’un sevgilerini getirdim. İnegöllü çalışkandır, İnegöllü yeteneklidir, İnegöllü işinin ustasıdır, mobilyada üretse köfte de yapsa en düzgününü yapar. İnegöl’le benim bir ortak noktam var ben de köfte işinden geliyorum. 21 yaşında İstanbul’un birinci Akçaabat köftecisini bu kardeşiniz açtı. Köfte yapmayı bilirim. Fakat bana nazaran yeterli köftenin sırrı nerede biliyor musunuz? Materyali kadar yeterli yoğrulmasında, emek harcadıkça köfte lezzetlenir. Köfte ona itinayla emeğinizi verdiğinizde lezzeti artar, durumu yönetim ederseniz olmaz. Ülkece o denli bir devirdeyiz ki artık ne iş yaparsak yapalım en düzgününü, en doğrusunu yapmak zorundayız. Vatandaş olarak, yönetici olarak öbür dermanımız yok, ‘durumu yönetim edelim, bugünü kurtaralım’ anlayışı gidebileceğimiz yer bize bırakmadı. Durumu yönetim ede ede denizi bitirdik, ülkenin kaynaklarını yok ettik. Yalnızca kaynakları tüketmekle kalmadık bir de milletimizin ortasına nifak sokmaya başladılar. Halbuki biz hepimiz yüzyıllardır birebir şeylere ağlıyoruz, birebir şeylere gülüyoruz. Ortamıza ikilik kattılar, bu yanlış zihniyet bizi daima problemlerle boğuşmak zorunda bıraktı.”
“ELİ KANLILARIN, BU MİLLETİN DEĞERLİ EVLATLARININ HAYATINI ALMASINA MÜSAADE VERMEYECEĞİZ”
“Biz bu milleti barıştırmaya geliyoruz. Biz bu milleti genciyle, emeklisiyle, kadınıyla, erkeğiyle kucaklaşmaya geliyoruz. Hazır burada İnegöl’deyken bu pahalı vatan evlatlarından Sinan Ateş’i de burada anmak istiyorum. Bursa’da yaşayan kıymetli ailesini ve tüm sevenlerinin başı sağ olsun. Sinan Ateş, bu vatanın kıymetli evlatlarından, çok değerli akademisyenlerinden birisiydi. Bakın, artık kâfi. Eli kanlıların, bu milletin değerli evlatlarının hayatını almasına müsaade vermeyeceğiz. Buradan, haykırıyoruz. Adalet, adalet, adalet. Adaleti sağlamak zorundayız, size kelam sağlayacağız. Adamına nazaran hukuk, adamına nazaran adalet, adamına nazaran makam kalmayacak. Onun için Cumhurbaşkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun hepinize selamını getirdim. Onun kelam verdiği üzere Sinan Hoca’yı ailesinden koparan çocuklarından ayıran, hepimizin bildiği o kirli odakları millet iktidarında adaletin önüne çıkaracağız. Adaletin önünde diz çöktüreceğiz onlara. Adalet, adalet, adalet, öteki hiçbir şeye gereksinimimiz yok.”
“’ESKİDEN DAHA KÖTÜYDÜ’ DİYEREK KENDİNİZİ AVUTMAYIN, BİZ BUNA ‘YETER’ DİYECEĞİZ“
“Az evvel dediğim üzere iktidarın yanlış zihniyeti bizi daima başka meselelerle boğuşmak zorunda bırakıyor. Dönüyor, dolaşıyoruz, bakıyoruz tıpkı yerdeyiz. 21 yıldır ülkeyi yönetiyorlar fakat bir arpa uzunluğu gidemedik. Hala bize ‘cek’ hala bize ‘cak’ diyorlar. 21 yıldır yapamadınız da artık mi aklınıza geldi? 21 yıl evvel bunlar iktidar olduğunda 16’ncı sıradaydık iktisatta. Şu anda 21’inci sıraya düştük. Bakın zannediyoruz ki her taraf berbat yok o denli bir şey. ‘Hangi kangren olmuş sorunu çözdünüz’ diye sorun. Hiçbir meseleye tahlil bulamadılar. Bize birebir sıkıntıları yaşatan bir hükümet durumundalar. Sarsıntıya hazırlık sıkıntımız vardı, yeniden var, insanlarımızı kaybettik. Ekonomik kriz, yoksulluk, işsizlik tekrar var. ‘Eskiden daha kötüydü’ diyerek kendinizi avutmayın, biz buna ‘Yeter’ diyeceğiz. Bunun bakın bize yararı yok, geçmişin tartışmalarına da dönmek istemiyorum. Buna takılıp kalmayacağız, önümüze bakacağız, geleceğe bakacağız. Millet İttifakı bu anlayışla kurulmuştur. Çok değerli bir şey gerçekleşti. Türkiye’nin bütün temel siyasi akımları bir ortaya geldi. Zira sıkıntı, Türkiye sıkıntısı, problem bu ülkenin çocukları sorunu, sıkıntı bu ülkenin gençleri sorunu. Hepimizin refah ve memnunluk içerisinde yaşama sorunu, memleketin ilerlemesi problemi. Topluma huzur getirmek için çalışacağız.”
“GÜCÜMÜZÜ MİLLETTEN ALACAĞIZ, YÜZÜMÜZÜ MİLLETE DÖNECEĞİZ “
“Millet İttifakı’nın iktidarı bir kişinin, bir partinin, bir zihniyetin iktidarı olmayacak, milletin iktidarı olacak. Milletin ittifakının, millet iktidarı olduğunu görmek için İstanbul’a bakın, Ankara’ya bakın. Vallahi de billahi de hiç kimsenin partisine bakmadan hizmet ettik. Hiçbir ilçeyi, partisine bakmadan ayırt etmedik, gittik ziyaret ettik, tekrar onu yapacağız. İktidar anlayışımızda o parti, bu parti yok. Biz en baştan beri şunu söyledik. Hem bizim 13’üncü Cumhurbaşkanımız olacak olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun kelamıdır hem de ÂLÂ Parti’nin Genel Lideri Sayın Meral Akşener hanımefendinin kelamıdır. ‘Particilik yapmayacaksınız, millet için çalışacaksınız.’ Biz de millet için çalışıyoruz her vakit. Vicdan sahibi herkes İstanbul’da bizim anlayışımızla hizmet ettiğimizi bilir. İnsanlarımızı ayırt etmedik. İstanbul’un 25 belediyesi benim mensubu bulunduğum CHP’li değil. CHP’li değil lakin biz hepsini bir tuttuk, hepsine hizmet ürettik. Yarın iktidara geldiğimizde Millet İttifakı Bursa’ya da İnegöl’e de bu türlü bakacak. AK Partiliymiş, o partiliymiş, bu partiliymiş, bakmayacak, insanlarını ayırt etmeyecek. Üstelik bizde her görüş var. İttifakın 6 siyasi partisi var. 6 farklı görüşten geliyor ancak şunu net olarak söyleyelim, biz bu seçimden sonra demokrasiyi inşa edeceğiz. Gücümüzü milletten alacağız, yüzümüzü millete döneceğiz. 15 Mayıs’ta iktidar Millet İttifakı olacak. Fakat temel 15 Mayıs’ta iktidar, millet olacak, siz olacaksınız.”
“DEVLET, VATANDAŞA CÜCÜK GÖSTEREN DEĞİL, VATANDAŞA ŞEFKATİ, ADALETİNİ, SEVGİSİNİ GÖSTERENDİR”
“İhmal edilenler, yok sayılanlar, mülakatta elenenler iktidar olacak. Emeğin karşılığını alamayanlar iktidar olacak. Ülkece ayağa kalkacağız. Devlet ne demek biliyor musunuz? Devlet, vatandaşa cücük gösteren değil, vatandaşa şefkati, adaletini, sevgisini gösterendir. Devlet, milletin buyruğundadır, devlet milletine hizmet eder. Kurumlar ve kurallar devlette olmak zorundadır bunu başaracağız. Bunu iktisatta, eğitimde, sıhhatte büyük atılımlar yapacağız. Millet İttifakı iktidarında İnegöl’ün çağdaş şehircilik anlayışı içinde büyüyüp gelişmesini sağlayacağız. İnegöllü çocukların, gençlerin, emeklilerin, bayanların hayatın kolaylaştırıp güzelleştirmek için her şeyi yapacağız. Eğitimde, sıhhatte, gelir dağılımında İnegöllülere adaleti yaşatacağız. İnegöl’ün mobilya bölümünü biliyorum. Bir ARGE’sinin olması dünya çapında fuarlara mesken sahipliği yapması İnegöl için elzemdir, bunu başaracağız. İnegöl’ün birebir vakitte tarım alanlarını birkaç yıl içerisinde kesinlikle ihtimamlı bir formda geliştirilip, gerçek hüviyetin de korunmasını sağlayacağız. Millet iktidarında İnegöl’ün çiftçisi, tarlasını satmak zorunda kalmayacak. İstanbul’da yaptık, İnegöl’de de yapacağız. İnegöl’ü sarsıntıya dirençli bir kent hale getireceğiz. Memleketin mümkün bir zelzelede bir insanlığın dahi burnunun kanamaması için topyekûn seferberlik başlatacağız. İnegöl’de İnegöl’ün esnafını ve bilhassa endüstricinin üretiminin markalaşmasına katkı sunacağız. İnegöllü emekçilerin çalışma şartlarına kesinlikle takviye olacağız. İnegöllü personellerimizin dar gelirlilerin toplumsal konut elde etmeleri için yeni fırsatlar yaratacağız.”
“BİZİ YOK SAYANLARI BU SEÇİMDE KONUTLARINA YOLLAYACAĞIZ”
“Millet İttifakı’ndan seçeceğiniz milletvekilleriyle hem Ankara’da İnegöl için çalışacağız hem Ankara’da Bursa için çalışacağız daima birlikte çok hoş işler başaracağız. Bakın ben İstanbul Belediye Lideri olarak tekraren sayın Cumhurbaşkanı’na davette bulundum. ‘Gelin çalışalım’ dedim. ‘Gelin birlikte üretelim’ dedim. ‘Gelin İstanbul’un şu problemlerini masada konuşalım’ dedim. Yok saydılar, lakin beni yok saymadılar 16 milyon İstanbulluyu yok saydılar. Biz o bizi yok sayanları bu seçimde konutlarına yollayacağız. Lakin biz onların yaptığını yapmayacağız. Biz AK Partili belediyelerle kesinlikle iş birliği yapacağız. Onlara demokrasi ahlakını göstereceğiz, demokrasi dersini vereceğiz. 14 Mayıs’tan sonra göreceksiniz Türkiye’de herkes birbirini sevecek, sayacak, kurumlara hürmet duyacak. Seçilmişe hürmet duyacak. Valiler bir siyasi partinin valisi değil, devletin valisi olacak, milletin valisi olacak. Yeni hükümetimizde kesinlikle ve kesinlikle her vakit vatandaşımız bize ulaşacak. Cumhurbaşkanı Yardımcısı sıfatıyla her vakit hiç kimseyle kavgamız olmadan çalışacağız iş üreteceğiz. İleri görüşlü bir ekonomik anlayış getireceğiz. Siyasetteki varlık sebebimiz göreceksiniz, İstanbul’da nasıl bir idare modeli oluşturduğumuzu biliyorsunuz, birebirini Türkiye’ye yayacağız.”
“İSRAF TERTİBİNİ YOK EDECEĞİZ”
“Ekonomi siyasetlerinden, toplumsal siyasetlere varıncaya kadar her konuda güçlü bir Türkiye var edeceğiz. İsraf nizamını yok edeceğiz, bizim bütçemize rahmet gelecek. Konutuna ekmek götüremeyen hiçbir insanımız kalmayacak. Bayram alışverişi yapamayan emekli kalmayacak. Benim Cumhurbaşkanım iki ikramiye kelam verdi size. Tam 15 bin lira ödeyecek. Türkiye’nin çözülmeyecek hiçbir sorunu yok, bütün sıkıntıları çözeriz kâfi ki gücümüze inanalım, kol kola olalım, omuz omuza olalım. Kalan 17 günde İnegöl için, Bursa için, memleket için, çocuklarımız için, gençlerimiz için çok çalışmaya, herkesle konuşmaya, insanımızı ikna etmeye, ahlaklı bir idarenin geleceğini anlatmaya 12’nci devri bitiren 13’üncü Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu seçmeye var mıyız? Seçimde misyon almaya, sandıkta misyon almaya, bir tek oya bile badire getirmemeye, iş birliği yapmaya, Türkiye gönüllülerine üye olmaya. Var mıyız? O vakit size kelam 15 Mayıs sabahı çok hoş bir güne uyanacağız. Her şey çok hoş olacak.” (ANKA)
