Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı ve CHP başkanı Kılıçdaroğlu, “Seçim ikinci cinse kalmaz. Birinci çeşitte bu iş bitecek. Ben bu ülkenin gençlerine güveniyorum. Seçimin yazgısını değiştirecek olan gençler biz değiliz.” diye konuştu.
CHP Genel Lideri ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu Sözcü TV’de soruları yanıtladı.
“HALKIN HAKEMLİĞİNDEN KORKTULAR”
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Ayrıştırıcı lisan kullanılması, topluma keskin yayılması… Medyada, sendikada ayrışmayı görüyorsun. Kutuplaştırıcı anlayışın olması beni en üzen olay. Benim de yanlışımı söyleyebilirler. Halkın hakemliğinden korktular.”
“Ne yapsa haklıdır diye yanlışlar da alkışlandı. İktisadın buraya gelmesi de o alkışlar sayesinde oldu. Meğer bir siyasetçinin en çok dengeli tenkide gereksinimi var. Siyasi başkanların arbede etmemesi lazım. Birlikte yarışmalıyız. Bu çerçevede hengame, kullanılan lisanlar, toplumun kutuplaşması, yanlış siyasetlerin takip edilmesi… Bu yanlışlığı yalnızca topluma yansıtmakla kalmadılar, devletin takımlarına da yansıttılar. Vali devleti temsil eder. KKTC’ye atanan büyükelçi, açık açık iktidar propagandası yapıyor. Parti başka devlet başkadır. Parti ile devleti ayırmayan toplum haline geldik. Siyasi partiler geçicidir. Devleti yönetirler, devlet bakidir. Devletleşen, tüm organlarını kendisine tabi kılan, yanlışları görmeyen, temel kolonlarını sarsan kimilerini yıkan, yasama, medya üzere anlayış çıktı ortaya. Bu kolonları tekrar sağlamlaştıracağız.”
“VAATLERİN DAHA DİKKATLE DİNLEDİĞİNİ GÖRÜYORUM”
“Liderler doğal olarak kendi tabanlarının sesini dinlemek zorundalardır. Doğrusunu isterseniz iktidarda olan bir partinin topluma olan bildirilerinin daha sıcak daha kucaklayıcı olmasını isterdim.”
“SİYASİ ÖNDERLERİN HENGAME ETMEMESİ LAZIM”
“Siyasi başkanların arbede etmemesi lazım. Emelimiz ülkeye hizmet etmekse uygunlukta yarışmalıyız. En son Kıbrıs’a atanan büyükelçi iktidar partisinin propagandasını yapıyor. O memur kanuna alışılmış. Devlet ismine misyon yapar. Beni temelde üzen nokta ise iktidardaki siyasi partinin devletmiş olması.”
“Orduyu Türkiye’nin güvenliğini temsil eder. Ordu günlük sıcak siyasetin tümüyle dışındadır. Şu anda her alan siyaset bulaştı.”
“Tam bir buçuk yıldır seçim güvenliği için çalışıyoruz. YSK’ya güvenmiyoruz. Tıpkı zarfın içine konulan 4 pusulanın 3’ü hakikat 1’i yanlış diyen YSK topluma itimat vermez. Kaç sandık var, YSK’dan bilgiler geldi, hangi sandıkta görevlimiz olacak. İstekli takımımız her sandık görevlisini aradı. Ayrıyeten eğitime alındılar. Anadolu Ajansı’na da güvenmiyoruz.”
“HALKIN PARTİSİ OLMA YOLUNDA ARA ALIYORUZ”
“Bu ülkede soğan bile alınamayacak noktaya geliyorsa ve eserler taneyle satılmaya başlandıysa, güçlü toprakları olan bir ülke nasıl bu pozisyona geliyor. Hayvan, et, buğday dışarıdan… Neden bu türlü oldu, kim yaptı bunları? Ülkeyi bu hale getiren kim? Siyasi iktidar, kendi çiftçisiyle rekabet ediyor. Fiyatlar yükseliyor, vatandaşın alım gücü yok. Soğana muhtaç hale geldi vatandaş. Geçmişte vatandaşı 2 kilo bilmem neye oy veriyorsun, sana şunu verdiler oy veriyorsun diye eleştirirdik, sormazdık neden 1 kilo makarnaya muhtaç hale geldi diye. Bunu eleştirdim. Biz sahiden halkın partisi olma konusunda ara alıyoruz.”
“Bir ülkede 20 milyon kişi devletten gelecek yardımı bekliyorsa önemli bir sorun var demektir. Olağanda bu sayının düşmesi lazım. Sayıyı artırdılar bununla da övünüyorlar. Asıl temel sorun budur. Beka sorunu budur. Kendi halkını açlığa ve yoksulluğa mahkum eden nizam. Bunun düzelmesi lazım. Vatandaşlar fakiri bilmeyecek, toplumsal devlet bilecek, afişe etmeyecek fakiri.”
“5 yıl içinde 300 milyar dolar pak para gelecek. Kirli parayı bunlar getirdiler, kaç sefer, 11 kere kanun çıkardılar. Parayı getiren adam hakkında kirliyse soruşturma açılamayacak dediler. Uyuşturucu parası geldi akabinde baronlar geldi. Türkiye’de hesaplaşmaya başladılar, birbirlerini öldürdüler. Londra’da fonlarla görüştüm. Adalet, hukuk olursa, hakkımızı alabilirsek Türkiye’de yatırım yaparız dediler. Yatırım alanlarını da belirledik.”
“Tüm bunlara karşın Türkiye ayakta, soyulmasına karşın ayakta. Söylediğim ölçü az değil. 537 milyar doları kimlere ve nasıl ödediniz? Adalet, hukuk olmadığı için gelemiyorlar. Harikulade bir rüşvet çarkı var, nasıl yatırım yapacaksınız? Rüşvetsiz şu an iş yapılmıyor. Ben 300 milyar dedim fakat çok daha büyük sayılar gelecek, kâfi ki dürüst ve adaletli bir idare olsun.”
“SEÇİM İKİNCİ TİPE KALMAZ”
“Seçim ikinci cinse kalmaz. Birinci tıpta bu iş bitecek. Ben bu ülkenin gençlerine güveniyorum. Seçimin mukadderatını değiştirecek olan gençler biz değiliz. Yaklaşık 5 milyon 300 bin genç birinci kere sandığa gidip oy kullanacak. Bu gençler var olan tertipten zati şad değiller. Onları sandığı götürmemiz lazım. Türkiye’nin bahtını değişecekler.
Parlamentoda çoğunluğu alacağız. O denli bir tablo var. AK Partililer de esasen güçlendirilmiş parlamenter sistemi isteyecekler. Siyaset yapma haklarını ellerinden aldılar. Esasen istiyorlar. Onlar tahminen çıkıp net tabir etmiyorlar da arkadaşlar görüşüyorlar, parlamentoda konuşuyorlar.”
VİZESİZ AVRUPA AÇIKLAMASI
İlk 3 ay içinde Avrupa Birliği ile olan vize sıkıntısını aşmak istiyoruz. Düzenlemeleri yapacağız. İlla dayatma kültürü ile iş mi yapılır, bizim aklımız yok mu? Kendi irademizle ülkemize getirebiliriz. Birinci sınıf demokrasiyle. Vizesiz Avrupa’ya gidilsin, neden olmasın?
“SSK’NIN HAZİNEYE BAĞLANMASI LAZIM”
“SSK’nın hazineye bağlanması lazım. Bu bir para sıkıntısıdır. Bunu ben kurumun genel müdürlüğünü yaparken de söylemiştim. Pek çok bakan da istemişti ancak olmadı. Sistemin yine ele alınması lazım. Bu sorunun temel sorun olduğunu biliyoruz. Bunun çözülmesi lazım. İntibaklar yapılmadı. Devlet adaletli olmalıdır. Herkesi eşitlerseniz benden neden fazla pirim aldınız. Düşük pirim öderdim tıpkı maaşı alırdım. Devlet adaletsizliği gidermek zorundadır. Öğretmenlere de öğretmenler gününde bir maaş ikramiye vererek ödüllendirilmesi gerekiyor. Özel bir yasa, meslek kanunu çıkarmak lazım, çıkardılar da bir işe yaramadı. Devlet taşeron personel çalıştırmaz, fiyatlı öğretmen, kontratlı öğretmen çalıştırmaz, takımlı emekçi, takımlı öğretmen çalıştırır.”
“DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NI KURAN CHP”
“Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kuran Cumhuriyet Halk Partisi. Niçin kapatalım? Tam bilakis, güçlendirilmesi lazım, topluma hizmet edilmesi lazım, sevgiyi saygıyı öğretmek lazım. Kim söylemiş bilmiyorum lakin bu türlü bir şey yok.”
“DEVLETİN NE OLDUĞUNU NEBATİ BİLMEZ”
“Savunma sanayii ulusal bir sorundur, bunun partisi olmaz. Ülkenin çıkarı neyse o olur. Ben Nebati’nin bilmediği kadar bu devletin bilgilerine sahip olan birisiyim. Nebati daha dünkü insan. Devletin ne olduğunu Nebati bilmez.”
“Savunma sanayii devletin monopolünde olmak zorundadır. Devlet savunma endüstriye hükmetmek zorundadır. Özel kesime verdiniz, ben çıktım yabancıya satıyorum dedim, ne olacak? Savunma sanayii günlük sıcak siyasetin problemi değildir. Ulusal problemdir, parti problemi de değildir. Nebati bunları bilir mi, vallahi bilmez; devletin ne olduğunu bilmiyor.”
“GİDECEKLER YA HER TÜRLÜ REZİLLİĞİ YAPIYORLAR”
“Altı ay içinde toplum rahat nefes alır diyorduk fakat bir yıllık vakte gereksinimimiz var. Demokratik yollarla biz bunları göndereceğiz. Ondan sonra her kuruşun hesabını topluma veren anlayışı hükümran kılacağız.
Cumhuriyet Halk Partisi ismine gidiyorlar, düzmece broşür bastırıyorlar. İnsan biraz utanır ya. Beşerde biraz ahlak, fazilet olur ya. Bizim ismimize geçersiz broşür bastırıyorlar, güya biz bunu istiyormuşuz üzere, Allah bunlara akıl fikir versin. Gidecekler ya, her türlü rezilliği yapıyorlar. Üstelik bunu genç çocuklara yaptırıyorlar. Sen bu gence ahlaklı olmayı öğreteceksin, ahlaksız olmayı öğretiyorsun ve bunu yapan AK Parti. İsmine bari yakışanı yap. Bunları savcılığa vereceğiz. Bu seçimde demokrasi oylanacak. Bu ülkede demokrasi olsun mu olmasın mı?”
