DHA’nın haberine nazaran; OMÜ Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Kolu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Sina Coşkun, omurganın bir yana eğrilmesi manasına gelen skolyoz hastalığı hakkında bilgi verdi.
Hastalığın doğuştan olabileceğini, lakin ergenlik periyotlarında de sıkça karşılaşıldığını söyleyen Doç. Dr. Coşkun, ”Bir tarafta omuzda yükseklik, çocuğun gövdesinde asimetri varsa ve bel çukurlarında bir tarafta silinme, bir tarafta daha belirginleşme oluyorsa bunlar skolyozun bulgularıdır” diye konuştu.
OMUZLARDA BİR TARAFTAKİ YÜKSEKLİĞE DİKKAT
Çocuklarda skolyoz kuşkusu durumunda ortopedi ve travmatoloji uzmanının değerlendirmesinin uygun olacağını söyleyen Doç. Dr. Hüseyin Sina Coşkun, ”Skolyoz önden ve arttan bakıldığında omurganın bir yana eğilmesi manasına gelen bir tabirdir. Skolyoz için omurganın eğriliğinin belirli bir açılanma bedeline ulaşmış olması lazım. Şayet omurga bir tarafa 10 dereceden fazla eğilmişse bu skolyoz olarak isimlendirilir. Çocukların birinci tabipleri anneleridir. Annelerin bu bahiste dikkatli olmasında yarar var. Şayet bir kuşku varsa, bir ortopedi ve travmatoloji hekimine değerlendirmeye gelmesi gerekmektedir. Bazen de tesadüf olarak çekilen akciğer sinemalarında de skolyoz saptanabiliyor. Skolyozu kıymetlendirmek için kesinlikle tüm omurganın sinemasının çekilmesi gerekir” dedi.
3 FARKLI TEDAVİ YOLU: İZLEME, KORSE, CERRAHİ
Skolyoz hastalığında farklı tedavi sistemlerinin olduğunu belirten Doç. Dr. Coşkun, “Tedavisi, 20-25 derecelik açıya kadar ekseriyetle müşahede formundadır. Bu hastaları inceler, büyümelerini takip ederiz. Rastgele bir tedavi uygulamayız. Artış devam eder ve bu eğrilik 25 ila 45 derecelik bir yerde konuşlanırsa o vakit da korse tedavileri kıymet kazanmaktadır. Korse tedavisi ise şayet çocuk büyüyorsa uygulanan bir tedavidir. Büyümesi tamamlanmış bir çocukta ya da erişkinde korse tedavisi uygulanması uygun değildir. 45 derece üzerindeki besbelli kozmetik kusur başladığında ise artık cerrahi tedavi yolları ön plana çıkar. Şayet açı 70-80 dereceleri aşarsa omurga eğriliklerinde kalp ve akciğere baskı durumu ortaya çıkabilir. Her omurga eğriliği bir iç organ sıkışması ya da rahatsızlığı yaratacak diye bir kural yoktur. Tedavi olarak posterior füzyon dediğimiz omurganın dondurma süreci yapıldığı üzere, tekrar son yıllarda tanınan olan iple gerdirme sistemi ile omurganın hareketinin korunmasına müsaade verilmektedir” tabirlerini kullandı.
