Magazin dünyasının ünlü ismi Sacit Aslan, Youtube’da yayınladığı görüntülerle bir anda gündem olan Muhammed Yakut ile kurduğu münasebet ortaya çıkan ve geçtiğimiz saatlerde yağmaya teşebbüs, hata örgütü kurmak ve yönetmek, iftira cürümleri kapsamında gözaltına alındığı öğrenilen Can Tanrıyar’ı yazdı.
“Can Tanrıyar’ın iflah olmaz ‘Bizans Oyunları…’ ve sessiz medya!” başlıklı yazı şu formda:
“‘Dostlarım dediklerini’ çıkarı bozulunca anında satan Can Efendinin bitmek bilmeyen ayak oyunlarının sonu gelir mi bilinmez lakin yolun sonunun geldiği gün üzere aşikar.
Türkiye’nin önünde kritik bir seçim var. Son derece kritik bir evreye girdiğimiz bugünlerde toplumsal medya üzerinden bir ekip ‘iddia ve iftiralarda’ bulunan Muhammed Yakut olayında nedense necip medyamızın gözden kaçırdığı bir olgu var. O da Can Tanrıyar gerçeği…
Aslında tüm bu ‘Bizans oyunlarının’ fitilini ateşleyen Tanrıyar’ın hala kendisini ‘sütten çıkmış ak kaşık’ üzere göstermesi nitekim incelenmesi gereken bir husus. ‘Hep mağdur, daima haklı olan’ magazinci Can Tanrıyar’ın ‘hırsızlıktan gaspa kadar 14 farklı sabıkası’ bulunan ve adeta bir cürüm makinası olan Muhammed Yakut ile girdiği münasebet son derece ibretlik. Yıllardır bu ülkede gazeteci kimliği ile fütursuzca at koşturan ve yarattığı endişe imparatorluğu içinde kimlerle ne çeşit münasebetlere girdiği bir ibret vesikası olarak karşımıza çıkıyor…
Peki, Can Tanrıyar- Muhammed Yakut alakası ve kurdukları kumpas nasıl patladı?
Aslında her şey bundan 4 yıl evvel başladı…
Magazinci Can Tanrıyar, Uçankuş TV için 4 yıl evvel ünlü iş insanı H.E’nin kendisine yatırımcı ortak olmasını istedi ve birçok vaatte bulundu. Tanrıyar’ın parlak vaatleri sonrası ünlü iş insanı H.E, Uçankuş TV’ye kontrat çerçevesinde yatırım yaptı.
Uçankuş TV için ünlü iş insanı Ali Ağaoğlu’nun sahibi olduğu Maslak 1453’te bina kiralandı ve geniş bir yayın grubu kuruldu. Lakin gün geldi ortağı H.E, Can Tanrıyar’ın harcamalarında bir gariplik tespit ederek defterlerin bağımsız denetçiler tarafından incelenmesini istedi. İşte bu istek Can Tanrıyar’ı öfkelendirdi ve defterlerin incelenmesini engelledi.
TEHDİT, ŞANTAJ VE ASPARAGAS HABERLER
Can Tanrıyar’ın hesapların incelenmesini engellemesi üzerine ortağı H.E kontrat gereği yasal haklarını aramak için mahkemeye gitti. Bu durumu hazmedemeyen Can Tanrıyar, ortağından intikam almak için akla ziyan bir tekniğe başvurdu. Tıpkı vakitte ortağının dayısı olan ünlü iş beşerinin ailesi ile ilgili temelsiz haberlere imza attı. Aile temelsiz bu haberler üzerine soluğu mahkemede alarak Tanrıyar’a ‘tehdit ve şantaj’ yaptığı gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat davası açtı.
Ona nazaran bağımsız denetçiler ‘mafyaydı’ ve Uçankuş TV’yi basarak Tanrıyar’ı darp etmişti! Hayal mahsulü bu palavranın aslı çok geçemeden ortaya çıktı alışılmış ki! Pandemide işten çıkardığı onca çalışan işyerine gelerek haklarını aramaktan öbür bir şey yapmamışlardı. Haksız yere kanun tanımadan işlerine son verdiği çalışanlarını dinlemek yerine onlara ‘hakaret edip tehditler savurunca’ bir çalışanın kendisine reaksiyon göstermesi atacağı iftira için Can Efendiye harika bir pas olmuştu. Karakol’da yanlışsız söyleyen Can Efendi sonra kendi paylaşımları ile kendi kendini ele vermişti…
Neyse devam edelim asıl meselemize…
Can Tanrıyar yaptığı bu asparagas haberlerle 6,5 milyon dolar dolandırdığı ortağını açtığı davadan vazgeçirmeye çalıştı. Fakat hem ortağı hem de ortağının dayısı Tanrıyar’ın “tehdit ve şantajlarına” boyun eğmeyerek davalarından vazgeçmedi. Tüzel süreçler sonrasında mahkeme davayı karara bağladı ve Tanrıyar’ı ‘tehdit ve şantaj’ yaptığı gerekçesiyle hatalı buldu. Mahkeme kararına nazaran Can Tanrıyar, ‘tehdit ve şantaj’ cürmünden tazminat ödeyecek.
Şimdi gelelim Muhammed Yakut – Can Tanrıyar ilişkisine…
Bugüne kadar elindeki medya organlarından başta sanat dünyası olmak üzere çok sayıda iş insanına birtakım yaptırımlarda bulunan Tanrıyar ‘hukukun üstünlüğünü’ kabul etmeyerek ‘intikam’ almak için devreye geçmişi karanlık Muhammed Yakut’u sokmayı uygun gördü. Lakin, ‘can kurtaran’ olarak sarıldığı bu kişi başına daha büyük felaketler açacak üzere görünüyor…
Muhammed Yakut ile Youtube üzerinden yaptığı yayın sonrası gözaltına alınan gazeteci Serdar Akinan, Muhammed Yakut- Can Tanrıyar bağlantısını ise şöyle anlatıyordu;
“Ben gözaltından çıktıktan sonra gazeteci arkadaşlarımla oturdum konuştum. Ve dikkat ediyorum ortalığa birtakım bilgiler saçılmaya başladı. Bunlardan en ilginci Muhammed Yakut’un alakaları. Artık hatırlar mısınız benim yayında bir söz kullandı, bir söz kullandı. Dedi ki; “Bunu bu ortada ben konuşmadım. Ben dedi Can Tanrıyar ile bir arada, Can Tanrıyar bir gazeteci bu ortada biliyorsunuz. Uçankuş diye bir sitesi var. Ben Can Tanrıyar ile Doğan Şentürk’e yani FOX Haberin Genel Yayın Direktörüne gittim. Bu görüntülerde anlattığım her şeyi onlara anlattım Can Tanrıyar ile birlikte. Orada ben uyanamadım işi. Eeee ve bunlar yayınlamadı. Bunu yayında söyledi hatırlarsanız. Okey, o anda ben keşke bunun üzerine bir soru sorabilseydim. Diyorum ya soracağım çok şey var aslında, lakin ortaya da çıktı…”
Akinan’ın anlatımlarında görüyoruz ki, Can Tanrıyar cürüm makinası Muhammed Yakut’u FOX Haber’e götürüyor. Tanrıyar ve Yakut FOX Haber Genel Yayın Direktörü Doğan Şentürk ve Haber Koordinatörü Murat Keskin’e görüntülerde anlattıklarını evvel burada lisana getiriyorlar. Akinan’ın bu görüşmeye ait şunları söylüyordu;
“Muhammed Yakut’a Doğan’a gidiyor randevu alıyor. Doğan’dan randevuyu Muhammed Yakut nasıl alabilir? Ne tanır. Doğan (Doğan Şentürk) ona niçin randevu versin? Vermez ki. Can Tanrıyar devreye girmiş. Can Tanrıyar abi bir şey var görüşebilir miyiz? Gayeleri ne? Aslında bir operasyon çekecekler, M.G’yi sıkıştıracaklar. Bunları anlatacaklar bu anlattığı üzere anlatıyor muhtemelen Doğan’da diyor ki, o da kurt gazetecidir, “ben bu topa girmem” diyor. Murat (Murat Keskin) diyor ki; “Söylediklerinin hiçbirine ben inanmıyorum” diyor. Bu da diyor ki kalktım Murat’a sarıldım ve oradan çıktık diyor. Güldüm ve çıktım diyor…”
Akinan’ın anlattıkları üzerinde düşünülmesi ve bence savcıların bu hususa el atması şart… Neden mi? Ülkemizin en saygın kurumlarına ve onların başındakilerine çok rahat ‘hakaret ve küfür’ edebilen bir kriminal figürün akıl hocalığını Can denilen bu zatın yapmış olması. Bu ortada, Serdar Akinan’ın bu gerçekleri söylemesi Tanrıyar ailesini rahatsız etmiş olacak ki, karı-koca Akinan’a telefon açıp ‘hakaretler yağdırıp, tehdit etme’ cüretinde bile bulunabiliyordu!
Gençler ve çocuklar bilmeyebilir lakin, yirmi, otuz yıl evvel Türkiye’de “Mazhar Osman” diye bir kavram vardı… Birisi antin kuntin iş mi yapıyor, ya da abuk, sabuk laflar mı ediyor: “Adam tam Mazhar Osmanlık!” denirdi.
Bir gün Mazhar Osman’a sormuşlar: “Delilerden korkar mısın?” O da şöyle demiş:
“Ben meczuplardan değil, akıllı geçinenlerden korkarım, hele psikopatlardan çok çekinirim. Onlar vefasızdır, onların dostluklarına hiç güvenilmez. Kendilerini dev aynasında görüp, diğerlerini küçümserler, bu sayede büyüyeceklerini sanırlar. Tek hedefleri kısa vakitte şöhretin yolunu bulabilmektir. Bunu başarabilmek için, şeytani zekalarıyla, her şeye başvurabilirler.”
Mazhar Osman’ın bu anlatımı, umarım size, bugünlerde birini ve birilerini hatırlatıyordur umarım. Tam “Mazhar Osmanlık” olanları, ya da Mazhar Osman’ın bile korktuklarını…
Bilmeyenler olabilir, Mazhar Osman, ruh ve hudut hastalıkları uzmanı olup, Türkiye’de birinci çağdaş ruh sıhhati hastanesini kuran Türk tabibidir. İsmi, psikiyatri ile özdeş tutularak halk ortasında ruhsal sorunu olanlar için, “Mazhar Osmanlık” tabiri kullanılmıştır.
Evet, magazinci Can Efendi de yaptıklarıyla tam ‘Mazhar Osmanlık…’ Gün gelir ‘alevi’ olduğunu hatırlar ve ‘alevi kartını’ hiç düşünmeden kullanarak ‘duygu sömürüsü’ yapar… Ona nazaran kendisine yapılanların nedeni alevi olmasıdır…! Yerseniz tabi! Onun ‘ahlak anlayışına’ nazaran kendi çıkarı kelam konusu ise her türlü, ‘yalan, dolan ve iftira’ mübahtır…
Ama gel gelelim Can Efendi nedense pandemi periyodunda kapı önüne koyarak mağdur ettiği 80 çalışanının tazminatlarını neden ödemediğini açıklamaz! Borç sarmalı içindeki Tanrıyar ayrıyeten, 2 yılı aşkın müddettir Ali Ağaoğlu’na ödemediği kira borcu yüzünden de davalık. Tahliye davası ise hala sürmekte…
Değerli okurlar, nereden tutsanız elinizde kalan bir profil…
Ve gazeteciyim diyen millete ahlak dersi veren bu kişi “mafya ile iş tutarak, kumpaslar” kurmasını kendisine yakıştırabiliyor. Bu ayı ile yatağa girmeye benzer! Dost bile olsa ayı, yatakta insanı ezer mi, tırmalar mı, ısırır mı, aşikâr olmaz! Çıkarları bozulunca ne yapacağı aşikâr değildir. O yüzden bu işin yarınlarını da düşünmek lazım.
‘Dostlarım dediklerini’ çıkarı bozulunca anında satan Can Efendinin bitmek bilmeyen ayak oyunlarının sonu gelir mi bilinmez ancak yolun sonunun geldiği gün üzere aşikar.
Sacit ASLAN
